4. - 5. sıra eşleşmelerinin her zaman çok yakın geçeceğini tahmin ederiz ama bu eşleşme neredeyse iki 4,5. sıradaki takımın karşılaşması desek yerinde olur sanırım. Normal sezonun son 2 - 3 maçına kadar birbiriyle sıralamada kapışan bu iki takımdan galip gelen Atlanta Hawks oldu. Böylece iç saha avantajını eline geçiren Hawks'ın bir adım önde olduğunu düşünebilirsiniz. Aslında normal bir eşleşmede de durum öyledir. Ama bu 2 takım birbirine o kadar yakın o kadar benzer ki ne saha avantajı ne de başka bir durum bu serideki mücadeleyi azaltacağa benzemiyor. 2009 playofflarının en çekişmeli serisinin Hawks - Heat eşleşmesi olacak gibi gözüküyor.
Heat'in son yıllardaki performansı gerçekten bugüne kadar eşine pek rastlanmamış türden. Önce Pat Riley'nin başında olduğu Shaq'li kadroyla 2006 yılında şampiyonluğu ulaştılar. Daha sonra 2007 playofflarında Chicago'ya 4 - 0'la adeta süpürüldüler. Bu playoff hezimetinin ardından 2007 - 2008 sezonunda Wade'in sakatlanmasının ardından koca sezonda sadece 15 galibiyet alarak bu sezonun Sacramento'sundan bile kötü bir konumda ligi kapadılar. Ancak geçtiğimiz yaz gerçekleştirilen Olimpiyatlarda müthiş bir geri dönüş gerçekleştiren Wade, Miami'ye de çok hazır dönerek takımını bir kez daha ayaklandırmaya hazırdı. Wade'in normal sezondaki müthiş performansının yanında takas döneminin sonlarına doğru Shawn Marion, Marcus Banks gibi iki uyumsuz oyuncuyu gönderip Jermaine O'Neal gibi de her ne kadar son dönemlerde bekleneni veremese de yılların tecrübesi olan ve Miami'nin en çok aradığı pozisyon olan 5 numaraya doğru bir katkı da yapmaları onları artık playoffa hazır konuma sokmuştu.
Atlanta tarafında ise geçen senenin playoffları ilk turda elenselerde bir gurur tablosu halindeydi demek yanlış olmaz sanırım. Son şampiyon Celtics'i evindeki 3 maçın 3'ünde de yenen Hawks bu sezona çok daha hazır girdiler. Geçen sezon 8. sıradan girdikleri playofflara bu kez 4. sıradan çok daha arzulu konumda katıldılar.
Biraz önce Miami'nin doğru bir takas hamlesiyle J. Oneal'ı kadrosuna kattığını söylemiştik. 5 Bu pozisyonda Atlanta'da da bu sene çok iyi bir çaylak dönemi geçiren Al Horford var. Jermaine son zamanlarda, özellikle Toronto Raptors kariyerinde adeta dökülen bir performans sergiledi. Raptors'ın büyük bir iştahla elden çıkardığı tecrübeli pivot, Miami'ye geldikten sonra adeta küllerinden doğdu. O'Neal her ne kadar eski formundan çok uzak olsa da Miami pota altını Atlantalı oyunculara karşı karartacağa benziyor.
Al Horford'dan bahsetmişken bir diğer çaylak Michael Beasley'e de değinmemek olmaz. Çok büyük ümitlerle draft edilen Beasley aslında kötü bir çaylak sezonu geçirmedi. Ama beklentilerinde üstüne çıktığı da söylenemez. Onun bu serideki durumu, yani çaylaklığının verdiği tuzaklara düşmesi, playoff ortamına uyum sağlayıp sağlayamaması gibi etmenler Miami'yi ön plana atacak önemli faktörlerden olacaktır.
Atlanta'da aynı joker konumundaki oyuncu ise kuşkusuz Josh Smith olacaktır. Smith kendisini oyuna verdiği zaman müthiş atletliğinin ona verdiği avantajlarla da karşısındaki savunmanın korkulu rüyası haline geliyor. Ancak Josh Smith'in şut özelliğinin neredeyse hiç olmaması onun oyununun her yönüne direktman etki ediyor. Smith içeri penetre etmeyi bırakıp şuta yöneldiğinde ve şutların da girmediğini gördüğünde zihinsel olarak kendini oyundan dışlayan bir yapıya sahip. Bu noktadan sonra hem hücumda top almak istemeyen Smith bunun yanında savunmada da takımını yalnız bırakınca Atlanta takımının en önemli yıldızlarından birinden mahrum durumda kalıyorlar.
Atlanta'nın bu seride öne çıktığı bence tek konu guardlarda ortaya çıkacak. Miami'nin çaylak guard'ı Chalmers maç içinde yükselişler yaşasa da bu performansı her zaman kalıcı olmuyor. Ve bu kez karşısında da playoff ortamının normal sezondan çok daha farklı olduğunu yakından bilen bir Mike Bibby var. Bibby oyun içinde kontrolü her zaman elinde tutacak ve Chalmers'ın çaylaklık zaaflarının üstüne giderek takımını bir nebze de olsa rahatlatacaktır.
Yazının başında Miami'nin dalgalı performansından ve Wade'in geri dönüşünden bahsetmiştim. Wade gerçekten de ağır bir sakatlıktan sonra rüzgar gibi geri döndü. Ve bir Lebron'un Cleveland'daki istek ve arzusu kadar olmasa da takımının onu desteklediği ölçüde playofflarda yoluna devam etmek istiyor. Sakatlık dönemini çok iyi değerlendiren ve delici penetrelerine bir de eskisine göre daha başarılı bir şut yüzdesi ekleyen Wade'in bu seride Atlanta'ya boyun eğmeye hiç tahammülü yok.
Miami'nin guard pozisyonu dışında diğer pozisyonlarda neredeyse hiç handikapı yok ama Wade'in de kontrolü eline aldığı anlarda guardlığa soyunduğunu düşünürsek Miami'nin Atlanta'ya üstünlük kuracağını, saha avantajına karşın büyük bir kapışmanın sonunda Miami'nin 4 - 3 Atlanta'yı eleyeceğini düşünüyorum.